HÜRRİYET

29 Nisan 2012 Pazar

karanlık sokaklara dalabilir misin?

Çıplak Tango-Naked Tango-poster
Yönetmen : Leonard Schrader
Senaryo Yazarı : Leonard Schrader
Tür : Dram , Duygusal
Etiketler :
Ülke : ABD , İsviçre , Arjantin , Japonya
Süre : 





Stephanie (Mathilda May), kendisinden oldukça yaşlı bir adam olan zengin Arjantinli bir yargıçla mantık evliliği yapar. Stephanie, kocasıyla birlikte gemiyle çıktıkları balayı seyahatinde, Alba adında genç bir kadınla tanışır. Alba, başka hiç kimsenin görmediği bir sırada güverteden atlayıp intihar edince, Stephanie, ani bir kararla onun kimliğine bürünür. Böylece, sıkıcı kocasından kaçıp, Arjantinde gerçekten sevebileceği bir erkeğe ratlayabilecektir. Ne var ki, gemi limana yanaşır yanaşmaz, Albayı karşılamaya gelen Zicodan (Esai Morales), genç kadının bu adamın karısı olmak için Avrupadan gelmekte olduğunu anlar. Zico aslında, bir gangster ve annesinin işlettiği geneleve kız bulan bir serseridir. Zico, daha önce hiç görmediği için Stephanienin gerçekten Alba olduğunu zannederek, genç kadını taş kalpli annesinin ve tam bir maço olan abisi Cholonun (Vincent DOnofrio) terör estirdiği ve tangoyla yaşayan geneleve götürür. Alma, zorla tutulduğu bu yerde çılgına döner.Odasına gönderilen ilk müşteriyi öldürünce de, Kara El olarak bilinen yerel mafya, bu cinayetin bedelinin ödenmesi için onun peşine düşer. Stephanieyle Cholo arasında yaşanan tutkulu aşkın, tangonun olanca erotizmiyle bezeli sahnelerle aktarıldığı Çıplak Tango, dövüş sahnelerinin bile tango adımlarıyla koreografiye edildiği muhteşem bir dans şöleni. Deauville Film Festivalinde Eleştirmenler Ödülünü kazanan film, ülkemiz dahil dünyanın pek çok yerinde, Latin danslarına ve özellikle tangoya olan ilgiyi ateşlemiş ve pek çok tango tutkunu yaratmış bir yapım olarak özel bir yere sahip.

18 Nisan 2012 Çarşamba

Yer yüzünün en muhteşem doğa olayı

Yer yüzünün en muhteşem doğa olayı Aurora Borealis 'ler. İzlerken nefesini tut.Fecir kelimesinin anlamıdır  Eos ve.beraberindeki pek çok mitolojik öyküyle beraber.
http://www.youtube.com/watch?v=sBWPCvdv8Bk

16 Nisan 2012 Pazartesi

VAR MISIN ,YOK MUSUN

Varolmayan Şövalye’nin kahramanı Agilulfo, çok yiğit ve soylu bir şövalye olmakla beraber, bir tek kusuru vardır: varolmamaktadır. Daha doğrusu parlak, gösterişli bir zırhtan ibarettir, ama ne yazık ki zırhın içi boştur.

Soğuk bir zırha bürünmüş, korkusuz, idealleri olan, ama bir boşluktan ve bir bilinç varlığından başka bir şey olmayan Agilulfo ile karşı karşıyayızdır.

Onun karşı kahramanı ise bedensel varlığa sahip, ama akıldan yoksun Gurdulù’dur. Biri bedensel varlıktan, diğeri bilinçten yoksun bu iki kahraman aslında varolan ile varolmayanın çatışmasıdır.

Çevremizdeki her insanın, kendimizin dahi yüzünde, Calvino’nun “atalarımız” dediği bu kahramanların izleri saklıdır…

Varolmayan Şövalye, Italo Calvino’nun İkiye Bölünen Vikont ve Ağaca Tüneyen Baron’dan sonra Atalarımız üçlemesinin son halkası olarak yayımladığı kitaptır.,
Varolmayan Şövalye / Ciltli

15 Nisan 2012 Pazar

okumaya cesaretin var mı?





 

Küskün Kahvenin Türküsü

Carson Mccullers
Bir seven vardır, bir de sevilen. Ama bunlar başka başka beldelerin insanlarıdır. Sevilen çoğu zaman sevenin içinde uzun zamandır saklı duran sevgi için yalnızca bir uyanadır... En olağandışı kişiler bile sevgi için bir uyana olabilir... En sıradan birisi coşkun, ateşli ve bataklıktaki zehirli zambaklar kadar güzel bir sevginin nesnesi olabilir... Carson McCullers daha yirmi üç yaşında yazdığı Yalnız Bir Avcıdır Yürek adb romanıyla ABD'deki edebiyat çevrelerinde adını duyurmuş ve gerçek olduğu kadar karamsar da olan bir varoluş felsefesi içeren yapıtlarıyla okuru, insanlık durumunun temelindeki ruhsal yalnızlığın derinlikleriyle tanıştırmıştı. Küskün Kahvenin Türküsünde ise daha önceki romanlarının ortak teması olan "sevgi felsefesi"ni daha da geliştirerek sevginin doğasına ilişkin gerçek bir kurama dönüştürür. Öykünün sonundaki "Oniki Ölümlü" zincirli mahkûmlar, tekdüzelikten kaçmayı nasıl bir türküde ararlarsa, yazarın kişileri de bu kaçışı sevgide ararlar.

IŞIĞI GÖRDÜNMÜ?

LOİS TOFFOLİ'den önce mi ,sonra mı?





13 Nisan 2012 Cuma

Yediğin en romantik yemek hangisiydi?


İstanbul'da bir Paris bistrosu

Paris'in nostaljik havasını doyasıya yaşayabileceğiniz, romantik ambiyansıyla sizi sarıp sarmalayan bir Paris bistrosu: Cafe du Levant. Henüz kapıdan adınımızı atar atmaz, bir zaman tünelinin içinden geçtiğinizi hissedeceksiniz. Vestiyerde eski şapkalardan oluşan bir koleksiyon karşılayacak sizi. Fransa'dan özel olarak getirilen antikalar sizi her yerde takip edecek. Duvarları süsleyen eski bistro ve opera afişlerinden antika masa ve sandalyelere, eski çanta ve şapka koleksiyonundan tuvaletlerde bile görebileceğiniz antika resimlere kadar mekanın her yerind sinen nostaljik Paris dokusu size başka bir diyarın kapılarını açacak...

Başlı başına Parizyen bir müze olma özelliği taşıyan Cafe du Levant'da, Fransız şeflerin özel olarak hazırladığı, Fransuz mutfağının birbirinden lezzetli yemekleri zaman tünelinde size eşlik edecek. Her bölnesi ayrı sıcaklığa ayarlanabilen antik bir buzdolabında saklanan Fransız şarapları da damağınızda özel bir tat bırakacak.

Günün her anında ayrı bir lezzet keyfi sunan Cafe du Levant, Pazartesi günleri hariç hergün saat 10.00-24.00 saatleri arasından size hizmet sunuyor.

İstanbul'un keşmekeşinden, trafiğinden ve karmaşasından uzaklaşıp, 19. yüzyılın Paris'inde lezzetli bir yolculuğa çıkmak ve doyasıya nostalji yaşamak için Cefe du Levant'a mutlaka gelin.

Kabul et hiç bu kadar iyi bir şey izlememiştin.



Rolex Enstitüsü tarafından desteklenen bir sanat çalışması…
Hayvanlar ve insanlar arasındaki sıradışı ilişkiyi inceleyen harika bir şov. Bir fotoğraf sergisi , bir konser , bir belgesel… adı size kalmış.
Ashes And Snow & Küller Ve Kar. Gregory Colbert’in insanlar ve hayvanların ahenk içinde yaşadıkları bir dünyaya olan özlemini anlatıyor. Muhteşem görüntüler… Eğer zamanın hızlı aktığını düşünüyorsanız durdurma zamanıdır.
Gregory Colbert’in hazırlıkları on yıl süren bu çalışması gerçekten de dünyanın sekizinci harikası. Kaçırmayın

8 Nisan 2012 Pazar

Dinle, ÇÜNKÜ MÜZİK DEĞİL PERİ LİSANI

Musiki kelimesi anlamını muse'lerden yani perilerden alır.Peri lisanı, peri lisanında müzik demektir.Bu albümdeki parçalar da müzik değil, musiki..Eğer albümdeki parçalarda anlayamadığınız şeyler olduysa bu peri lisanını iyi bilmeyişinizdendir. Bay A eğer seni tanımıyor olsaydım da müziğini duyduğumda önünde saygıyla eğilirdim.
http://www.hepsiburada.com/Liste/yaya-bay-anin-hikayesi/productDetails.aspx?productId=music8697415213327&categoryId=10759

      .http://www.ttnetmuzik.com.tr/album/Bay_A.nin_Hikayesi/263028   

OKU.Algılarını sars

Sadece oku, gerisini Tibor Dery'e bırak

Kaç kez izlediğin önemli değil, bu gün kendine bir iyilik yap ve bir daha izle

Le fabuleux destin d'Amélie Poulain

Hayattaki ufak ayrıntıları farkeden, kendi hayal dünyası ile gerçek hayatı harmanlayıp ikisinin orta yerinde yaşayan, mutluluğu herkesin aradığı gibi para pul aşk vs. değil de detaylardaki gizemlerde bulan  bir kız Amelie.